Hukuk nasıl kazanılır?

Hukuk, kimi öğrenciler için adalet sistemine katkı sağlamak, kimileri için (verilerin korunması, robotlar, yapay zekâ, dijital devlet vb. sebeplerle) geleceğin dinamiklerine kapı açması ve olanak sağlaması, kimileri içinse düzen, disiplin gibi becerilerini en iyi kullanacağı alanlardan biri olması bakımından okumak istediği, birçok öğrencinin hayallerini süsleyen bölümlerden birisidir. Elbette, hukuk bölümünün, bu kadar çok istenmesinin yanında, bir diğer önemli özelliği, kazanmak için büyük bir özveri, düzenli çalışma ve iyi bir süreç yönetimi gerektirmesidir.

YKS sisteminde başarılı olmanın en temel kriterlerinden birisi şüphesiz düzenli çalışmadır. Ancak tek kriter değildir. Bir diğer deyişle, düzenli çalışma, YKS’de başarılı olmak için gerek şarttır, ancak yeter şart değildir. Çünkü YKS’nin ölçtüğü tek şey birim zamanda ne kadar çok bilginin depolandığı değildir. YKS aynı zamanda süreç yönetimini, sizi düzenli çalışmaya götürecek olan disiplini, zaman yönetimini ve sınav stresiyle başa çıkma becerilerini dolaylı yoldan ölçmektedir.

Eğer sadece ne kadar çok bilginin depolandığıyla ilgilenseydi, o zaman sınırsız bir zaman dilimi içinde, tek başına formüllere ve hap bilgilere dayanan soruların sorulduğu bir halde hazırlanırdı. Oysa artık biliyoruz ki, özellikle yeni nesil sorular, bundan fazlasını şart koşmaktadır. Özellikle hukuk gibi bir bölümü kazanabilmek için tüm bu bahsedilen faktörlerin iyi bilinmesine ve izlenmesi gereken adımların iyi belirlenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Aşağıda, sözü edilen adımlar detaylandırılmış ve hukuk bölümünü kazanmak için yol haritasının nasıl çıkarılacağı açıklanmıştır.

Hukuk kazanmak için izlenecek yol haritası

Sınav senesinin başlangıcı, oldukça kritik bir öneme sahiptir. Nitekim bu başlangıç, önünüzdeki süreci nasıl yöneteceğinizle ilgili temeli atacağınız kısımdır. İlk olarak, en önemli adımlardan birisi, bulunduğunuz noktadan, son güne dek süreci nasıl geçireceğinizi planlamaktır.

Buradaki planlama, “bugün şunu çalışacağım, yarın şu dersi” gibi mikro ölçekli bir planlama değil, makro ölçekte, yani tüm süreci kapsayan bir planlamadır. Bir diğer deyişle, planlama özelden genele değil, genelden özele yapılmalıdır. Bunu yapmanın yolu şu şekildedir: Öncelikle, TYT ve AYT’ye yönelik tüm konuların olduğu liste ve konuların içeriği incelenir.

Ardından, hangi aya dek ne kadar çalışılacağı, hangi aya dek konu tekrarı ve soru çözümü yapılacağı, hangi aydan sonra sadece deneme sınavlarına başlanacağı planlanır. Ardından, konu tekrarlarının son bulacağı aya dek hangi branştan kaç konunun, hangi aylarda bitirileceği yazılır. Örneğin, eylül ayından aralık ayına dek TYT matematik konularının yarısını bitirmeyi planlayan bir öğrenci, bu üç aylık periyotta yaklaşık 12 konudan kaçını hangi aylarda bitireceğini detaylandırmalıdır.

Bir ayın içinde kaç konunun bitmesi gerektiğinin planlanmasının ardından, haftalık planlamalara geçilmelidir. Burada öğrenci, hangi haftalarda hangi konuların biteceğini, dolayısıyla içinde bulunulan haftanın hangi günlerinde hangi derslerin çalışılacağını detaylandırabilir. Başlangıç için böyle bir planlama zaman alıcı gibi gözükebilir, ancak uzun vadede öğrencinin rastgele, spontan ve dağınık bir şekilde çalışmasının, süreç içerisinde odağının kaymasının önüne geçecektir.

Tabii bu bahsedilenleri sağlayabilmek için en önemli iki etken süreklilik ve düzendir. Düzenli çalışmayla ilgili yanlış bilinen bir nokta bulunmaktadır: birçok öğrenci, eğer kendilerini yeterince motive edebilirlerse bu güçle tüm sene yorulmadan çalışacakları yanılgısına kapılır. Halbuki süreç yönetiminde, motivasyon sürecin adımlarını temellendiren bir unsur değil, sürecin ilerlemesiyle ortaya çıkan bir üründür. Süreci temellendiren unsur planlamadır. İlerlemesini sağlayan ise düzen ve süreklilik, yani alışkanlıklardır.

Ders çalışmanın, motivasyondan, ilhamdan ve ders çalışma isteğinin olup-olmamasından bağımsız bir alışkanlık olarak konumlandırılması gerekmektedir. Öyle ki, ders çalışma bir alışkanlık olarak öğrenci için dışarıdaki havadan, modunun düşüklüğünden, ders çalışmaya isteğinin olmamasından etkilenmeyecek derecede güçlendirilmelidir.

Hukuk kazanmak için nasıl çalışmalıyım?

Ders çalışmanın alışkanlık olarak konumlandırılmasının en iyi yollarından birisi bir geri bildirim mekanizması kurmaktır. Geri bildirim mekanizması, öğrenciye kendisinin süreci nasıl ilerlettiği, sürecin neresinde olduğu, izlediği stratejiyi nasıl şekillendirmesi gerektiğine dair ipucu vermelidir. Bu noktada, öğrencinin çalışma odasına asacağı, günleri, haftaları, ayları gösteren, “tik atılabilir” bir harita faydalı olacaktır.

Öğrenci, her geçen günü tik atarak, çalışmasına ara vermediğine yönelik geri bildirim alır. Ayrıca, çalışılan her konunun ve çözülen her sorunun doru, yanlış, net sayısı şeklinde branş branş bölümlere ayrıldığı bir “konu-soru takip çizelgesi”ne kaydetmesi, öğrencinin uzun vadede çalışmasını daha geniş bir çerçeveden değerlendirmesine olanak sağlayacaktır.

Örneğin öğrenci, 2 ay boyunca matematiği düzenli olarak çalışmasına karşın konu-soru takip çizelgesinde yer alan netlerinde bir artış görmüyorsa, ders çalışma stratejilerini yeniden değerlendirmesi gerektiğine yönelik bir geri bildirim almış olur. Bu geri bildirim onu öğretmenlerinden mentörlük desteği almaya yönlendirecektir.

YKS sistemindeki başarıyı sağlama kriterlerinden birisi olan zaman yönetimi de, aslında verimli çalışma pratiklerinin parçalarından birisidir. Soru çözümlerine yönelik zamanın etkili kullanımı, pratik yoluyla öğrenilebilir bir unsurdur.

Burada önemli olan öğrenciye ulaşması gereken x birim zaman atamak ve onu o zaman dilimine zorlamak değil, kendi performansını en iyi düzeye çıkarmasıdır. Bu nasıl sağlanabilir: başlangıç olarak öğrenci, bir branş için (örneğin TYT Türkçe) bir denemeyi her zamanki hızıyla çözerse ortalama kaç dakikada tamamladığına bakar. Ardından bu süreyi referans noktası olarak ele alır ve sonraki her çalışmasında bu süreden -1 dakika inmeye çalışır, ta ki ulaşabileceği en iyi yere varıncaya dek.

Son olarak, bir diğer önemli unsur süreç içindeki stres yönetimidir. Özellikle lisenin son sınıfında olan, hem okul ile, hem de sınava çalışmayla ve sorumluluklarıyla iç içe olan öğrenciler için stres yönetimi kilit bir noktadadır. Stres, çok fazla olduğunda fizyolojik rahatsızlıklara dek gidebildiği gibi, çok az olduğunda dersleri boşlamayla ve aşırı rahatlıkla sonuçlanabilir.

Optimal düzeyde olduğunda ise, kişi için güdüleyici bir güç olarak kullanılabilir. Nitekim esasında stresin kişiye işaret ettiği nokta, ona neye önem verdiğini göstermesidir. Öğrencilerin, stresi azaltmaya çalışmak yerine, kendilerini tam olarak strese sokan etkenlerin ne olduğunu bulmaları için onu bir rehber olarak nasıl kullanabileceklerini öğrenmeleri gerekmektedir.

Sonuç itibariyle, YKS sisteminde başarılı olmak, birden çok faktörün birbiriyle etkileşim içinde iyi yönetilmesine bağlıdır. Elbette, yukarıda sözü edilen faktörlerin yanı sıra ailenin desteği, öğrencinin fiziksel sağlığına dikkat etmesi (uyku düzeni, sağlıklı beslenme vb. şeklinde), çevresel koşullar (yolda harcanan zaman, vb.) gibi diğer unsurların düzenlenmesi de büyük önem taşımaktadır. Her halükârda, öğrenciler bu sürece neden başladıklarını unutmamalı ve sürekli kendilerine hatırlatmalıdır. Böylece, hayallerini süsleyen hukuk fakültesine giriş yapabilirler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir