Çocuğumun okuma yazmasını desteklemek için evde neler yapabilirim?

21. yüzyılın temel gereksinimlerinden biri olan okuma – yazma becerisi, okul öncesi dönemde başlayıp, hayat boyu devam eden bir süreç olarak görülmektedir. Okuma – yazma becerisinin erken yaşlarda temellerinin atılması ve hayat boyu yaşantılarla desteklenmesi gerekmektedir.

Çocuğum kitap okumayı sevmiyor, ne yaptıysam çocuğuma okuma alışkanlığı kazandıramadım.” Bunlar sıkça duyduğumuz ya da kendimizin dile getirdiği ebeveyn cümleleridir. Peki, çocuğumuza okuma alışkanlığını nasıl kazandırabilir ve onu okur-yazar bir birey olarak nasıl yetiştirebiliriz?

Çocuğun erken yaşlarda kitapla tanışmasını sağlamak, onun geleceğini şekillendirecek, bir tutum olarak kabul edilmelidir. Kitapla dolu bir dünyaya gözlerini açan bir çocuk ile, kitapsız yetişen bir çocuk arasında, kuşkusuz uçurumlar oluşacaktır.

Okuma Yazma
Okuma Yazma

Çocuklarda okuma alışkanlığının oluşmasında, ebeveynlere ve öğretmenlere büyük rol düşmektedir. Ebeveynler ilgi ve isteklerine uygun olarak, kitap seçimi konusunda, çocuklarına yol göstermeli, ev içerisinde çocuğun yaş grubuna uygun okuma alanları düzenlemeli ve okuma zamanları konusunda bir rutin oluşturmalıdırlar.

Çocuğuma hangi yaş aralığında okuma alışkanlığı kazandırabilirim?

Bu soruya herhangi bir sayısal veri ile cevap vermek mümkün değildir. Çünkü çocuklarda kitap okumak için herhangi bir yaş veya zaman dilimi yoktur. Kitap okuma, sınırların ve zamanın ötesinde her an yapılabilecek belki de en kolay aktivitedir.

Günümüzde çocuklarımız kitaplardan önce, teknoloji ile tanışmaktadır ve bu durum da çocukların okur – yazar olma yolundaki, en büyük engel olarak karşımızda durmaktadır. Teknolojinin bol uyaranlı, renkli dünyasına kendini kaptıran çocukların zamanla düşünme, etkili iletişim kurma ve kendini ifade edebilme becerileri de körelmektedir. Bu sebeple çocukların teknoloji ile geçirdikleri süre de mutlaka gözden geçirilmelidir.

Okumanın bir yaşam biçimi ve bir alışkanlık haline gelmesinde, çocuğun ailesi, yaşadığı toplum ve öğretmenleri büyük etkiye sahiptir. Öncelikle ailede temeli atılan okuma alışkanlığı, okulda öğretmenler eşliğinde desteklenmelidir.

Ebeveynlerin çocuklarına oyuncağın yanı sıra, kitap alması, çocuğa ait bir kitaplık oluşturulması ve okuma konusunda çocuğa rol model olunması, çocukta kitaplara karşı bir sempati oluşmasını sağlayabilir. Yapılan araştırmalar, okul öncesi dönemde, düzenli kitap okuyan çocukların, özellikle resimli kitaplar ile, kendiliğinden okuma-yazma becerisi kazandıklarını ortaya koymaktadır.

Aynı zamanda araştırmalar çocukların üç yaşından itibaren çevrelerindeki yazıları tanıyabildiklerini göstermektedir.(Wortham, 2005) Erken çocukluk döneminde bazı çocuklar genel olarak yazıyı kendiliğinden fark edebilmektedir. Ancak bu, gerçek bir okuma olmasa bile, okuma başarısı için çok önemlidir. (Machado, 2003; Smith, 2006) Bu noktada erken yaşlarda kitapla tanışan çocukların okul çağında yazma çalışmalarında başarı sağlamaları kaçınılmazdır.

Okuma ve yazma birbirinden ayrı düşünülemeyen iki eylemdir. Kitap okuma alışkanlığı edinen çocuk, harf ve yazı farkındalığını da örtülü olarak edinmiş olacaktır. Bu da iyi bir okur-yazar olma yolunda büyük avantaj sağlayacaktır. Okul çağı çocuklarında okuma ve yazma eylemlerini desteklemek adına “aile katılımlı” okuma ve yazma çalışmalarının planlanması bu eylemlerin sadece çocuğun değil tüm ailenin sorumluluğu olduğu mesajını çocuğa verecektir.

Aile boyu okuma çalışmaları, kitaplar ve yazarlar üzerine sohbetler, kitap içerisinden seçilen bir cümle üzerine düşünülmesi kitabı çocuğun hayatının bir parçası yapmaktadır. Bu denli kitabı özümseyen çocuğun yazma ve sözlü iletişim becerilerinin de önemli ölçüde gelişim göstermesi kaçınılmazdır.

Çocuğun kitap okuma alışkanlığı ile edindiği yazma becerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Maalesef ki günümüzde çocukların yazma deneyimleri sadece okul ödevleri ile sınırlı kalmaktadır. Peki, çocukta yazma becerilerinin geliştirilip desteklenmesi için neler yapılabilir?

Çocuğa zengin bir dil ortamı sunulması onun yeni kelimelerle tanışmasını sağlayacaktır. Bu sebeple çocuklarla erken yaşlarda kelime oyunları oynanması, hem onlarla kaliteli vakit geçirmenizi hem de yazma ve konuşma becerilerini geliştirmenizi sağlayacaktır.

Çocuğunuza okuldan verilen bir yazma ödevi mutlaka sizin kontrolünüzden geçmelidir. Çocuğunuzun konuyla ilgili bir taslak metin oluşturmasını isteyebilir, daha sonra bu taslak metin üzerinde gerekli düzeltmeleri yaparak onu yönlendirebilirsiniz.

Yazma alışkanlığını yeni edinen çocuklarınız için “dikte çalışmaları” da onun gelişimine büyük katkı sağlayacaktır. Ebeveyn ya da öğretmen eşliğinde yapılan dikte çalışmaları öğrencinin hem dinleme hem de yazma kazanımlarını desteklemektedir.

Çocuğunuzla yapacağınız “hikâye tamamlama” etkinlikleri de onun hem hayal gücünü hem de yazma becerisini geliştirecektir.

Gerek okuma gerekse yazma çalışmalarında en etkili faktör çocuğa kendisinin yalnız olmadığının hissettirilmesidir. Kuşkusuz model olma, en iyi öğretme şeklidir. Unutulmamalıdır ki içinde bulunduğumuz yüzyılda yolumuz bilgi, okuma ve düşünme ile aydınlanmaktadır. Ve unutulmamalıdır ki “Kitaplar, uygarlığa yol gösteren ışıklardır.” (Franklin D. Roosevelt)

Ayşegül Aksungur
Bornova Sınav Koleji
Türkçe Öğretmeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir