1. sınıf eğitim programında neler var?

Okula başlamak çocuk için, birey olarak yeni ve karmaşık bir çevreye girmek demektir. Okul öncesi süreçte en önemli faktör aile iken bu süreçte öğretmen devreye girmektedir. Bu süreçte öğretmene alışması, onun takdirini kazanması, arkadaş edinme, kabul görme, eğlenme çocukların öncelikleri arasında yer almaktadır.

Çocukların bu dönemde karşılaştığı yeni görevleri gerçekleştirirken zorlanması beklenebilir bir durumdur. Bu süreçte aileye ve öğretmene büyük sorumluluklar düşmekte ve çocuğa düzenli ders çalışma alışkanlığı kazandırmak çok önemli olmaktadır. Çocuğun temel ihtiyaçları (beslenme, uyku, oyun…) ve bireysel farklılıkları göz önünde bulundurularak bir planlama yapılmalıdır.

Materyal ağırlıklı ders anlatımı öğrenmede kalıcılık sağlıyor

Bu kapsamda yapılması gerekenler bellidir. İlkokul çağındaki çocuk somut işlemler döneminde olduğu için konular somutlaştırılarak çocuğa anlatılmalıdır. Materyal ağırlıklı ders anlatımı çocuğun öğrenmelerinin kalıcı olmasında çok etkili olacaktır. Matematik dersinde işlem öncesi dönemde kavram becerilerini kazanan çocuk bu dönemde toplama, çıkarma gibi zihinsel işlemleri yapmaya başlamaktadır.

Zihinsel işlem becerilerini yaparken işlemle ilgili ya yaşanmışlığı olmalı ya da somut nesneler olmalıdır. Bu nedenle matematiksel işlemlerde; sayma çubukları, boncuklar, fasulye, kalem, top, elma gibi nesneler kullanılmasının uygun olduğu düşünülmektedir.

Okuma – yazma için acele edilmemeli

Okuma – yazma öğretimi yapılırken acele edilmemeli, çocuğa başarısızlık duygusu tattırılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki her çocuğun öğrenme hızı birbirinden farklıdır. Bir diğer önemli konu, çocuklara doğru kalem tutma alışkanlığının kazandırılmasıdır. Yanlış kalem tutma durumu, çocukları yormakta ve yorulan çocuklar yazı yazmak istememektedirler. Bu durum onların eğitim ve öğretim süreçlerinde yazma gibi önemli bir aşamanın doğru yapılmamasına ve bunun sonucu olarak çocukların olumsuz etkilenmesine neden olmaktadır. Okuma- yazma çalışmalarında ses öğretiminde sesler somutlaştırılarak hissettirilmelidir.

Okuma -yazma dersinde ses hissettirme çalışmalarında tekerlemeler, şarkılar, kısa hikayeler, sesin geçtiği görseller öğrenmenin daha kalıcı olmasını sağlayacaktır. Okuma ve yazma çalışmalarında, yazı yönü benzer sesler (m-n, b-d) ve söylenişi benzer sesler (n-l, s-z) sıklıkla karıştırılmakta ve özellikle bu sesleri hissettirirken yaptığımız etkinlikler çok önemli olmaktadır.

Örneğin ‘M’ sesi öğretilirken yere büyük bir M çizip çocuklara maymun kostümü giydirip diğer tarafa da bir muz koyduğunuzda, maymun çok açıkmış muza ulaşması gerekiyor ama sesin yazılış yönünde gitmesi gerekiyor diyerek maymun kostümlü çocuğun yerdeki m harfi üzerinden geçerek, muza ulaşması istenebilir. Muza ulaşan çocuğun muzu yerken ‘mmm’ sesini çıkararak çok lezzetli olduğunu belirtmesi ile birlikte çocuk hem sesi hisseder hem de m harfinin yazılışını öğrenmiş olur.

Akranlarla kıyaslama yapılmamalı

Okul çağındakiçocuklar başarılı olmaya önem verirler. Çocukların bu çabaları aile ve okul çevresi tarafından desteklenmelidir. Çünkü bu dönemde başarı duygusunu tatmayan çocukta aşağılık duygusu gelişmektedir. Bu nedenle çocuklar akranlarıyla kıyaslanmamalıdır. Unutulmamalıdır ki her çocuk tektir ve kendi bireysel hızına göre ilerlemektedir.

Aktif bir ortamda eğitim gören çocuk…

İlkokulda yaparak yaşayarak öğrenme çok önemlidir. Bu dönemde çocuk, çevresinde olanların oluşumuna merak duymaktadır. Çocuklar, yaparak yaşayarak öğreneceği için ilgi alanları desteklenmeli ve gerekli yönlendirmeler yapılmalıdır. Bu aşamada öğretmenlere büyük görevler düşmektedir.

Bu görevler, öğrencilerin öğrenmeye karşı meraklarını tespit etmek, buna uygun öğrenme ortamlarını düzenlemek, öğrencileri bu alanlarda yönlendirerek destek olmak, böylece öğrencilerin meraklarını ve yeteneklerini geliştirecek ortamları yaratmaktır. Dolayısıyla böyle aktif bir ortamda eğitim öğretim gören çocuklar, yeni öğrenme etkinlikleri yaptıkça mutlu olacak, araştırma ve kendini geliştirme imkanları bulacaklardır.

Hiçbir çocuk yaptığı arabayı, diktiği bez bebeği unutmaz

Unutulmamalıdır ki hiçbir çocuk kendi yaptığı arabayı, diktiği bez bebeği unutmamakta, yaptıkları onlar için çok özel ve tek olmaktadır. Eğitim öğretim sürecinde aileler ve öğretmenler, bu sürecin etkili ve verimli geçmesinde, dolayısıyla mutlu ve başarılı çocukların yetiştirilmesinde önemli rol oynamaktadırlar.

Ebru Altıntaş
Sınıf Öğretmeni
Bornova Sınav Koleji

Çarpım tablosu makalemizi okumak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir