Çocuğumdaki değişimi nasıl olumlu hale getirebilirim?

Değişen eğitim kademesi, değişen öğrencimiz ve değişmemizin farkında olmayan / olamayan velilerimiz…

Evet yanlış okumadınız, siz, yani ebeveynlerimiz…

Yeni bir eğitim – öğretim yılı karşılıyor bizi uzun bir ayrılığın ardından ve bu yeniliğin içinde başka yeniler de karşılıyor bizleri her ne kadar farkında olamasak da… Yeni yaşına giren çocuklarımız, onların bu değişimiyle karşı karşıya olan velilerimiz… Evet, hepimiz çok mutlu heyecanlı ve biraz da haklı olarak gergin ve de telaşlıyız. Pandeminin gölgesinde o çok özlediğimiz zaman dilimine nihayet kavuştuk. Fakat bu heyecan ve duygusallık biraz da öğrenme iştahı, ne yazık ki çok kısa zamanda duraklamaya geçecek, yerine birtakım sorunlar gelecektir. Duygusal ve ekonomik olarak büyük hazırlıklar yaptığımız bu yeni sezon maalesef ki çok büyük bir boşluğu da yaratarak karşılıyor bizleri. Öyle ki bu boşluğun yarattığı sarsıntıyı şimdiden çok rahatlıkla gözlemleyebiliyoruz.

Hadi gelin bakalım neymiş oluşan bu büyük gedik, neymiş o çok mühim sorunlar:

  • Asosyallik,
  • İletişim bozukluğu,
  • Akademik başarısızlığın artması,
  • Çalışma alışkanlığının kaybolması,
  • Okula alışma korkusu,
  • Davranış bozuklukları,
  • Odaklanma sorunları,
  • Yazı yazmayı unutma,
  • Okumayı unutma,
  • Okuma alışkanlığının azalması,
  • Gelişim sürecinden kaynaklı problemler…

Kısaca okula, çevreye, derslere, aileye hatta öğrencilerin kendisine ve daha birçok duruma karşı uyum sorunu…

Bu ve bunun gibi sorunlar her dönem mutlaka vardı fakat hiçbir dönem bu kadar çıkmaza sokmamıştı veli ve de öğrencileri. Haliyle bahsi geçen problemlerin yansımaları da bir o kadar acı olmuştur. Belki bir şaşkınlık, belki de ümitsizlik; en üzücü noktası da çaresizlik hissi öğrenci ve ebeynlerinin canını sıkacak noktaya gelmiştir.

Haliyle bir an önce çıkış tabir-i caizse kurtuluş yolu arayışları da hiçbir dönemde bu kadar ön planda olmamıştı. Ne yazık ki eğitim ve çocuklarımızın gelişim sürecini tam olarak tanımlayamadık, bu sürecin farkına tam olarak varamadık. Ebeynlerimiz de işin sadece bu kısmına odaklanmış, çocuklarının içine düştükleri bu durumu panik havasında biraz da ümitsizce çözmeye çalışmışlardır.

Onlar uğraştıkça çocuklarının kendilerinden uzaklaştıklarının farkına varamadılar. Onlar çocuklarının iyiliği için sorumluluklarını  ve görevlerini sürekli telkin ettikçe çocuklarının tam tersine içten içe daha da ihmalkar hale geldiklerini göremediler. Onlar değişen eğitim kademesi gereği çocuklarından bir an önce bu değişime ayak uydurmasını beklerken çocuklarının da psikolojik tepki gereği biraz daha çocuklaşmaya, kendi kabuklarında yaşamaya, gelişim sürecinin de etkisiyle kendi dünyalarını kurup orada ebeveynlerinden uzakta yaşamaya başladıklarını gözlemleyemediler.

Velilerin mükemmel anne baba olma peşinde koştururken çocuğun ihtiyacı olan anne -baba profilinden uzaklaşmaları ve farkında olmadan birazdan bahsedeceğimiz tutumlara ağırlık vermeleri de çocuklarının hem bireysel hem de akademik gelişimleri üzerinde istenmeyen sorun ve sonuçlara yol açmaktadır:

Olumsuz aile tutum şekilleri

*Aşırı sevgi ve gevşek eğitim,

*Aşırı sevgi ve sıkı eğitim,

*Yetersiz sevgi ve aşırı disiplin,

*Gevşek eğitim ve yetersiz sevgi,

*Anne ve babanın tutumları arasında tutarsızlık,

*Aile içindeki kardeşlere farklı tutumlar, 

*Aile içi kutuplaşmalar…

Üzerine daha da eklememiz mümkün olan bu tutumların çaresi elbette mümkündür. Yeter ki anne – babalar hissettikleri ve yaşattıkları ebeveyn ve veli profilinin dengesini nasıl sağlaması gerektiğinin farkında olsun.

Ailelerin çocuklarının eğitimine katılması, sadece öğrenim gördükleri okullara gidip öğretmenleri ve okul idarecileri ile görüşmeleri, imkanları el verdiği kadarıyla veli toplantılarına, okullarda düzenlenen etkinliklere katılmaları, veli olma tanımını tam olarak dolduramıyor.

Bununla birlikte ailelerin, çocuklarının eğitim durumlarını düzenli olarak takip etmeleri, onlarla okuldaki aktivitelerinde iş birliği içinde bulunmaları, çocuklarının sosyal ve bilişsel ilerlemesini takip etmeleri, öğretmenleriyle en etkili şekilde irtibatta bulunmaları hem kendileri hem de çocukları üzerinde çok ciddi değişimlerin gerçekleşmesini de sağlayacaktır.

Biliyoruz ki son derece hızlı değişen bir dönemin içindeyiz. Bu değişimler bazen o kadar ani oluyor ki ona ayak uydurmak için tüm gücümüzle çabalıyor bazense yetersiz kaldığımızdan ya da düzenimizin dağılmasından korktuğumuz için harekete geçmekten uzak kalıyoruz.

Fakat söz konusu çocuklarımız olduğundan bu değişimden uzak kaldığımız her an aslında çocuklarımızdan da uzak kalmış oluyoruz. İçten içe şikayet ve çatışmaya sebep olan bu hal çocuklarımızın gelişim dönemlerindeki farklılıkların da etkisiyle geleceğe uzanmayı hayalden öteye taşıyamayacak kadar büyük hasarlara yol açabilmektedir.

Onun için ebeveynlerin bu çetrefilli süreçten başarıyla çıkmaları için takındıkları tavırları dikkatlice seçmeleri gerekmektedir ve taşın altına ellerini hiç çekinmeden koymaları gerekmektedir. “Yaşamda iki önemli seçim vardır: Ya var olan koşulları olduğu gibi kabul etmek ya da onları değiştirmenin sorumluluğunu üstlenmek.” şeklinde düşüncelerini ifade eden Denis Waitley’in de bu sesine kulak verip kaçınılmaz olan bu değişimi kendi yaşam sürecimizin bir parçası şeklinde kabul etmemiz gerekiyor.

Bunun içinse üzerimize düşen birtakım önemli görevler vardır. Gelin şimdi onlara bakalım:

1. Sadece öğüt verici olmayın.

2. Sen dili dediğimiz suçlayıcı ifadelerden kaçının.

3. Çocuklar üzerinde baskıcı tutum sergilemekten uzak durun.

4. Güçlü bir iletişim ortamı oluşturun.

5. İyi bir dinleyici olun.

6. Çocuklarınızın hakkını gözetin ve tutarlı davranın.

7. Ne çok sert ne de çok yumuşak, orta halli bir davranış sergileyin.

8. En önemlisi de çocuğunuzu her yönüyle kabul edin ve varlığına saygı duyun.

Biliyoruz ki her zorluğun beraberinde getirdiği büyük kolaylık ve güzellikler vardır. Fakat unutulmamalıdır ki hiçbir güzellik de bir çocuğun dünyasının değişimi kadar anlamlı değildir. Bu yüzden de ebeveynlerimiz, değişimden korkmamalı bir an önce bu güzelliği yaşama ve yaşatma adına harekete geçmelidir.

Emrah Batur
Şirinyer Sınav Anadolu Lisesi
Edebiyat Öğretmeni

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir